30.yılımızda Ar-Ge merkezi oluyoruz

Çevreci  ve her zaman yenilikçi ürünleri ile yapı malzemeleri sektöründe saygın bir yere sahip olan Terraco, ülkemizdeki faaliyetine 1988 yılında Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’ndeki üretim tesislerinde başladı. 30. Yılını kutlamak üzere olan şirketin Türkiye’de ilkleri gerçekleştirdiğini belirten Terraco Türkiye Genel Müdürü Bulut Uzun, yeni yatırımlar planladığını ifade etti.

Terraco’nun şirket profili ve Türkiye’deki yapılanması hakkında bilgi verir misiniz?

1988 yılında Türkiye’de ilk fabrikasını kuran Terraco, önümüzdeki sene 30. yılını kutlayacak. Türkiye’nin ilk teknik ürünlerini üreten fabrikalarından bir tanesi diyebilirim. Özellikle yalıtım konusunda ciddi bir know-how’ı var. Terraco Türkiye’nin mevcut ürün gamında su, ısı, ses yalıtım sistemleri, akustik sistemler, boya ve yapı kimyasalları, dış cephe ve iç cephede kullanılan dolgu macunları, spor saha boyaları ve sistemleri bulunuyor. Bu sene ağırlık verdiğimiz zemin kaplamaları yine ürün gamımız içerisinde yer alıyor. Sonuç olarak baktığınızda bir inşaatın temelinden çatısına hatta bahçesine kadar müteahhitlere hizmet veren bir firmayız.

Türkiye’de ilk ısı yalıtımını biz yaptık. Yine, Türkiye’de ilk uluslararası Avrupa standartları belgesi olan ETAG belgesini alan ilk firmayız. Mesela bizim İngiltere’ye çok ciddi anlamda ihracatımız var. İngiltere’ye ihracat yapabilmeniz için ETAG belgesini almanız lazım, ayrıca İngiltere’nin bu anlamda çok ciddi bir denetimi var. Bu denetimden de geçeceksiniz. Bu sertifikaya da BBA deniliyor. Bildiğim kadarıyla bu belge Türkiye’de sadece bizde var. Tabi bu sertifikaları almak içinde o ürünü üretmeniz lazım.

Bizim global anlamda 16 ülkede fabrikalarımız ve 33 ülkede de ofislerimiz var. Mesela biz şu anda Güney Afrika’nın tedarikçisi durumundayız. Orada herhangi bir üretim yok, tamamen ürünler Türkiye’den gidiyor. Terraco Türkiye olarak bizim orada bir satış ofisimiz bir depomuz ve orada çalışan 12 personelimiz var. Güney Afrika’da üretim yok ama Terraco olarak oradayız.

Yeni ürünlerinizden bahseder misiniz?

Her ülkenin cephelerde, boyalarda kendisine göre bir modası oluyor. Dolayısıyla o ülkeye göre İrlanda’daki teknik merkezimiz ürünler geliştiriyor. Biz her sene toplanıyoruz ve bunlar bizlere anlatılıyor. Türkiye’de hem yapısal anlamda hem maliyet anlamında hem de dekorasyon anlamında müşterilerimize, özellikle de proje grubundaki büyük müteahhit firmalara sunacağımız ürünler çıkartıyoruz. Ben üç yıldır bu firmadayım. Şu anda on beş tane ürünümüz var, buda demek oluyor ki ortalama her yıl beş yeni ürün çıkartmışız. Terraco olarak bizim hedefimiz, herkesin yaptığını yapmak yerine, herkesin yapmak istediğini yapan bir firma olmaktır.

Bu sene çıkarttığımız yeni bir ürün olan granit görünümlü sıvamız var. Bu ürüne baktığınız zaman gerçekten granitten ayıramıyorsunuz ama bu bir sıva. Bu ürünümüzün avantajları, granit cephe yapıyorsanız binaya bir yük yüklüyorsunuz. sonuçta bu bir taş ve o taşı tutturabilmeniz için konstrüksiyon yapmanız gerekiyor. Bu graniti her tarafa yapmıyorsunuz, bunun bir birleşim detayı oluyor ve uygulama anlamında çok zordur. Mevcut binaların %90’ının su alma problemi buradan kaynaklanıyor. Bu uygulama ile o problem ortadan kalkıyor. Çünkü siz mantolama yapıp, bir kısmına bu sıvayı sürüyorsunuz. Maliyet anlamında da daha ucuza geliyor. Daha hızlı yapabiliyorsunuz. Üstelik beş sene sonra beğenmediniz diyelim o zamanda üstüne bir macun çekip boyayabilirsiniz.

Yine ürün gamımız içerisinde çok teknik sayılan, son dönemlerde iklim şartlarının değişmesinden kaynaklanan dolu yağmaya başladı. Bu yağan büyük dolular binalarda çok ciddi hasarlar oluşturdu.  Mesela bizde bulunan kendinden renkli kaplamalarla biz tek seferde o bozuk binaların cephelerini yapabiliyoruz. Bu ürünümüz darbeye daha dayanaklı. Ayrıca alçıpan birleşim detayları, inşaat sektöründe ciddi bir problemdir. Çünkü alçı ile kapatılır ve bu da ister istemez binaya artı bir yük getirir. Ufak bir hareket bile o iki alçının birleştiği yerdeki alçıyı çatlatır. Bizim bu doğrultuda ürettiğimiz bir ürünümüz var. İki alçıyı 180 derece kapatıp açın o alçı yeri çatlamaz.

Aslında Terraco’nun özelliği ve ayrıcalığı buradan kaynaklanıyor. Teknik anlamda çözüm üreten ve trend yaratan bir firmayız. Biz ahşap görünümlü boyalarımızı çıkarttık ve bu ürün ile 2015 yılında yılın cephe ödülünü aldık. Bu ürünümüz bütün büyük projelerde kullanılmaya başlandı, rakiplerimizde bizi takip etti.

Bu sene İngiltere’de üretilen zemin kaplamasını Türkiye’ye getirdik ve Türkiye’de üretmeye başladık. Doğal taştan oluşan renkli bir kaplama olan ürünümüz asfalta benzer. Ama bunun bir özelliği var üstüne suyu döktüğünüz zaman tamamen altına geçirir. Ürün tamamen dekoratif bir ürün ve suyu altına geçiriyor. Alt tarafta drenajını yapıp üstüne bu kaplamayı yaptığınızda, kaldırımlarda biriken su problemini gidermiş oluyorsunuz. Ayrıca çok güzel bir görüntü elde etmiş oluyorsunuz ve bu ürünü ağaçların diplerine de yapabiliyorsunuz. İstediğiniz deseni farklı taşlarla farklı renklerde oluşturabiliyorsunuz.  Belediyeler için çok önemli bir ürün aslında. Bu konuda belediyeler ile görüşmelerimiz var. Bu ürün İngiltere’deki Terraco’da üretiliyor. Bizde gerekli Ar-Ge çalışmalarını yapıp bu ürünü burada çıkarttık. Daha çok yeni bir ürün ve numuneler yapmaya başladık. İngiltere’de Buckingham Palace’nin bütün yolları bu üründen yapılıyor. Yine Liverpool’da yeni bir stadyum var. Bu stadın bütün araç parkları dâhil bu ürünle yapılıyor. Londra’nın bütün ağaç dipleri bu ürünle kaplıdır. Ben bunları görünce dedim ki bu ürünü Türkiye’de üretmeliyiz. Bizim bu ürünümüz belediyeler, AVM’ler, otellerin havuz kenarları, bahçe kapısından apartman girişine kadar olan kısımlar dahil birçok alanda kullanabilir.

Sektörün Türkiye’deki genel gidişatını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de yapı malzemeleri sektörü ekonominin lokomotifidir. Türkiye’de inşaat sektörüne bu kadar önem verildiği ve bu doğrultuda yatırımların devam ettiği sürece sektörün önü hiçbir zaman kapanmayacak. Bizler böyle büyük bir sektöre hizmet eden sanayi gruplarıyız. Yaptığımız işi çok doğru yapmamız gerekiyor. Sektör bu kadar çok büyüdükçe yatırımlar büyüyor. Hem biz hem de rakiplerimiz olsun sürekli yatırım yapıyoruz. Bu yapılan yatırımlarla sektörün büyüdüğünü ve ekonomiye ciddi anlamda katkı sağladığımızı düşünüyorum.

Sektör içerisinde inanılmaz bir haksız rekabetin olduğunu düşünüyorum. Ayrıca sektörümüzde eğitim eksikliği olduğunu görüyorum. Birde denetim eksikliği var. Bu kadar önemli bir sektör içerisinde yer alıyoruz. Bunun karşılığında da KDV indirimi, vergi indirimi gibi konularda devletten bir destek bekliyoruz.

Bugün ısı yalıtımına baktığınız zaman hep şu söyleniliyor; bütün binalarda ısı yalıtım olsa yıllık10 milyar dolar tasarruf sağlanır diye. Bu demek oluyor ki her sene üç tane Marmaray yapabilir veya beş tane havaalanı yapılabilir, binlerce kilometre yol yapılabilir. Bu her sene devletin cebinde kalan paradır. Hal böyleyken biz üreteciler olarak devletten destek bekliyoruz. Çünkü biz üreticiler çok ciddi bir istihdam sağlıyoruz.  Bu kapsamda İZODER’in çok güzel çalışmaları var. Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu anlamda bizleri çok destekliyorlar. İnanıyorum ki yavaş yavaş beklediğimiz bu desteklerde gelecek ve sektörün önü daha da açılacaktır. Yapı malzemeleri sektörünün geleceğinin çok iyi olacağını düşünüyorum.

Yeni yatırımlarınız olacak mı?

Terraco, ülkemizde yaklaşık 30 yıllık bir firma ama son beş yıldır pazara daha farklı bakıyoruz. Bu anlamda yatırımlarımızı başlattık. Yeni yatırımlarımız olacak. Eskişehir fabrikamız da şu anda kapasite yeterli durumda. Biz önümüzdeki iki yıl içerisinde farklı bir ilde bir yapılanma ve yatırım düşünüyoruz. Bununla ilgili çalışmamızda belirlediğimiz birkaç bölge ve il var.

Çok önemli bir yatırımız daha olacak benimde hayalimdi bunu gerçekleştirmek. 30.yılımızda Ar-Ge merkezi oluyoruz. Şu anda Ar-Ge merkezi olma çalışmalarımız var. Fiziksel mekanını hazırladık. Şimdi bununla ilgili olarak bazı çalışmalar yapılması gerekiyor, bizde o çalışmaları şu anda yapıyoruz. Zannediyorum ki 2018 yılının ortalarına doğru tamamlamış oluruz. 2018 yılında Ar-Ge merkezi olma hedefimiz var. Bunu yapmayı çok arzuluyorum, inşallah beceririz.

Bu yılı nasıl kapatmayı planlıyorsunuz?

Bu sene dünya genelinde de ülkemizde de zor bir sene geçiriyoruz. Çok ciddi değişimler var. Bu değişimleri iyi takip etmek gerekiyor. Ben aslında her yıl bir beş yıllık plan yapmak istiyordum. 2015-2016 planımızı yaptık ama bu sene yapamadık. 2015 yılında beş yıllık planımızı açıklamıştım, yüzde 400 büyüme hedefimiz vardı. Zaten bu yatırımlarımızı da bu doğrultuda yaptık. 2017 yılı daha bitmedi, hedefimize çok yakın gidiyoruz.